Çürük veya travma sebebiyle harab olan diş dokularının tamiri ve restorasyonu amacıyla dişhekimliği bilimi kompozit esaslı dolgu malzemelerini kullanarak bireyin doğal diş görünümünü yeniden oluşturabilmektedir.
Dişlerdeki çürük ve diğer defektlerin iyi bir estetik sonuç alınarak onarılabilmesi estetik dişhekimliği açısından önemlidir. Estetik bir dolgunun ömrü tedavi yöntemine, dişhekiminin yeteneğine, seçilen dolgu maddesine, hastanın ağız hijyenine, diet alışkanlıklarına ve kötü alışkanlıklarına bağlı olarak değişebilir. Geçmiş senelerde dolgular, amalgam dediğimiz halk arasında gümüş dolgu, siyah dolgu gibi isimler ile anılan dolgu materyali ile daha çok yapılmaktaydı. Bu tip dolgu maddesinin bağlantısı mekaniktir. Bu mekanik tutuculuğu arttırmak için dolgu boşluğunun daha büyük, daha derin olmasına gerek vardır. Buda diş dokusundan daha çok madde kaybına neden olmaktadır.
Fakat günümüzde kompozit diye adlandırılan halk arasında ışınlı dolgu denilen dolgu materyalleri kullanılmaya başlandı. Kompozit dolgular diş yüzeyine mekanik değil kimyasal olarak bağlanırlar ve dişin dolguya hazırlanması esnasında daha az madde kaybı olacağı için diş dokuları daha iyi korunur. Günümüzde kompozit dolguların içerikleri değiştirilerek azı (öğütücü)dişler bölgesinde kullanılabilecek daha dayanıklı kompozitler üretilmiştir. Kompozitler amalgam gibi cıva içermediği için toksik özellikleri yoktur.
Yapılan klinik deneysel çalışmalarda ağızda beş veya beşten fazla amalgam dolgu olması durumunda bireyin sağlığının olumsuz yönde etkilendiği ortaya çıkmıştır. Kompozit dolgularında bazı negatif özellikleri vardır. Ağız bakımı iyi olmayan bireylerde kompozit dolgu aşınabilir ve renklenebilir.
DOLGU SONRASI KARŞILAŞILABİLECEK PROBLEMLER
Kompozit dolgu uygulanmış dişler bir müddet sonra sıcağa ve soğuğa karşı duyarlı olabilir. Hatta bazı hastalarda çiğneme esnasında ağrılar duyulabilir. Dolgu yapılmış dişler yaralı dişlerdir ve iyileşmesi için zamana ihtiyaç vardır. Bütün bu rahatsızlıklar 1-2 ay içerisinde geçecektir. Bazı durumlarda dokuların kendilerini iyileştirme kapasitesi düşüktür,bunlar aşırı çürük durumları, ilerlemiş yaşlar, ağız hijyeninin kötü olduğu durumlar. Bu gibi durumlarda karşılaşılan hassasiyetler daha uzun sürebilir.
KANAL TEDAVİSİ NEDİR ?
Dişlerimizde bakımsızlık sonucu ile oluşan çürük zamanında temizlenip dolgu yapılmazsa, çürüğü oluşturan mikroplar dişin derin dokularına ilerleyerek dişin özüne ulaşır ve enfeksiyona sebep olurlar.Bu enfeksiyon da dişde zonklayan ağrılara neden olur.Diş hekimleri bu enfekte olmuş hastalıklı dişlere kanal tedavisi diye adlandırılan tedavi şeklini uygularlar.
Kanal tedavisi diş özünde bulunan iltihaplı dokuların ve çürüğün temizlenmesi,kök kanalının içerisine ilaçların konularak enfeksiyonun kurutulması esasına dayanır.Söz konusu ilaçlar tavsiye edilenden daha uzun süre kalırsa dişin kök ucundan sızarak çene kemiğinde ciddi harabiyetlere ve problemlere sebep olacaktır.Bu sebeple randevulara titizlikle uyulması önemlidir.
Tedavi sırasında veya sonrasında beklenmeyen ,şiddetli ağrı ve rahatsızlık veren bir durum olursa (örğ. Şişlik) hastanın hekime başvurması gerekir.
Kanal tedavisi devam ederken dişe geçici dolgu yapılır.Geçici dolguların düşmemesi için asitli gıdaların tüketilmemesi ve yapışkanlı yiyeceklerin yenilmemesine dikkat edilmelidir.Tedavi bittikten sonra dişe daimi dolgu yapılacaktır.
Kanal tedavisi yapılan dişin bir süre hassasiyet göstermesi,çiğnemesırasında hafif ağrılara sebep olması normal karşılanmalıdır.Nitekim kanal tedavisi gören diş hasta bir diştir.İyileşmesi için zamana ihtiyaç vardır.
Kanal tedavisi gören dişler zayıflar ve kırılganlaşırlar.Bu yüzden hastaların bu dişleri dikkatli kullanmaları,sert yiyeceklerden kaçınmaları ve çiğneme sırasında çok zorlamamaları gerekir.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayın.